Firdevs Subay

Firdevs Subay

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Medeniyet mi Tükürük mü?

Medeniyet mi Tükürük mü?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Zamanında batıya uygarlığı öğretmiş bir medeniyet olarak durumumuz şimdi içler acısı doğrusu. Sokaklarımız çöp içinde. Dahası tükürenler mi istersiniz, sümkürenleri mi istersiniz, yere sakız ve izmarit atanları mı istersiniz daha neler neler…

Tabi bunları herkese mal etmekte olmaz. Elinde çöpü, çöp arayanlarda var. İşte onlar bu ülkenin yüz akı. Medeniyeti kavramış ve kendini geliştirmiş insanlar. Böyle insanlara hayranım açıkçası.
Bu ülke nice medeniyetler barındırmış bir imparatorluğun yeni hacmi. Bazımız kabul etse de etmese de bizler medeniyetin beşiği bir imparatorluğun torunlarıyız. Tuvalet terbiyesini batıya biz vermiş olduğumuz halde artık dışarıda kullandığımız tuvaletin sifonunu çekmekten aciziz. Oysa sorsanız evinde temiz titiz… Titizliğine sinek kondurmaz.

Nerden nereye…

Birde uyardınız mı kötü olursunuz. “Sana ne kardeşim. Sen işine bak.” Cevabıyla karşılaşırsınız. Yani sanmayın ki bu kirletme işini cahil köylü insanlar yapıyor. Gidin bakın köydeki evlerine pırıl pırıldır. Bu bizim medeni dediğimiz şehirli insanların yaptığı. Aldığı eğitim yüksekte olsa bir şeyler eksik ve bu eksiklik sokaklara pislik olarak yansıyor.
Tıpkı; aldığı eğitim yüksek olduğu halde kadınlara, çocuklara ve hayvanlara şiddet uygulayan aciz karakterli insanlar gibi. Eve, maalesef böyle insanlarda çoğunlukta ülkemizde. Her gün haberlerde şahit oluyoruz. Her çeşit şiddete. Magandalara, krolara vb’ne…

Medeniyeti nasıl öğrenebiliriz? Tabi ki kendimizi eğiterek, aile içinde terbiye ederek. Evimiz kadar sokaklarında yaşadığımız yer olduğu bilincini aşılayarak. O güzelim çöpünü atmak için çöp arayan insanları örnek göstererek.
Hepimizin yakından şahit olduğu şeyler bunlar farkındasınız değil mi? Mesela; bu pislikleri ihbar edebileceğimiz bir hat olsa ve şikâyet etsek. Ceza yaptırımları caydırıcı olsa, ne güzel olurdu değil mi?

Yani birinci dünya ülkeleri bu unvanı nasıl almış biliyor musunuz? Zannedildiği gibi sadece ileri teknolojileriyle değil; aynı zamanda sokaklarının temizliğiyle de… Medeniyeti önce tüm bilinçlerine ardından sokaklarına yaymışlar. Bunu başarmak zor değil.

Yani AB’ye girme meraklısı değilim, çünkü onlar bizi kabul etmez Müslüman olduğumuz için. Ama neme lazım adamlar medeniyeti yakalamış… Batı veya Avrupa hayranı da değilim ama özeniyorum sadece bizde keşke onlar gibi sokak temizliğini yakalayabilseydik.

Bu bağlamda yukarıda önerdiklerim dışında ne yapılır bilemiyorum. Sizlerin aklında bir şeyler varsa paylaşın. Belki beraberce bir çözüm üretiriz. Her şeyi devletten beklememek lazım. Bizimde çabalamamız lazım diye düşünüyorum.
Yazılacak çok daha fazla şeyler var aslında ama bu konu benim çıkmazım. Gözümle gördüğüm bu pislikleri engelleyememek en büyük üzüntülerimden biri. Keşke biri çıksa da buna bir dur dese. Medeniyet sokağa atılan tükürük veya çöp değildir dese. Temennim bu yönde…

Devamını Oku

Özgürlüğün kadar varsın

Özgürlüğün kadar varsın
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Evet, ne demek özgürlüğün kadar varsın? Aslında Özgürlük nedir? Diye bir başlık düşünmüştüm ama çok geniş bir anlamı olduğundan ve bu soruya cevap olarak sayfalar yetmeyeceğinden alanı daha daraltmak amaçlı bu başlığı seçtim. Özgürlük; kültürlere, toplumlara, vicdanlara, eğitime göre değişen bir kavram çünkü. Ve birçok alt başlık açılabilir bu bağlamda.

Ama diğer tarafta “Özgürlüğün kadar varsın” gerçekten. Sizce de öyle değil mi? Aldığımız kararlarda, vicdanlarımızda ne kadar özgürüz? Çoğu şey yetiştiğimiz aileye ve çevreye bağlı değil mi? Peki, düşüncelerimiz… Gerçek özgürlük düşüncelerimizde değil mi ve biz düşünce özgürlüğümüz kadar var değil miyiz? Peki, düşüncelerimizde özgürlüğümüzü kısıtlayan biz miyiz, korkularımız mı? İşte aklımda deli sorular…

Çok insan gördüm; düşüncelerindeki kısırlaşma yüzünden kendine hayatı dar eden. Çoğu da gördüğü aile veya toplum baskısı yüzünden. Nadirdir; düşüncelerinde özgürlüğü yakalamış ve bu doğrultuda yaşamını idame ettiren insanlar. Tabi özgürlüğün kısıtlayıcı yanları var mı? diye bir soruda gelir akla çünkü toplum tek başına sürdürülen bir yaşamı kabul etmez ve kendi haklarını ihlale gelmez. Öyleyse özgürlüğümüzü toplum haklarını ihlal etmeyecek şekilde mi ayarlamalıyız? Evet, özgürlüğümüzü toplumun haklarını ihlal etmeyecek şekilde yönlendirmeliyiz.

Varlığımız, kendimiz ve çevremiz için bir anlam ifade eder. Ama bu varlığı değerli kılan bir yanımızsa özgürlüğümüz. Mesela bağımlı kimseler pek fazla değer görmez toplumumuzda açıkçası ama bağımsız ve kendine özgü olan insanlar “Aaa ne kadar özgür ruhlu, hayran oldum.” İfadeleriyle bizde yer eder çoğunlukla. Bundan dolayı özgürlüğümüz kadar varız diyorum ben. Çünkü düşünce özgürlüğümüz davranışlarımıza, pratiğimize yansır ve güçlü insan imgesi oluşturarak saygı kazanırız.

Ayrıca özgür insan sadece yapmak istediklerini yapmakla kalmaz; yapmak istemediklerini de zorla yapmaz… Çünkü özgürlük bunu gerektirir. Ama ülke olarak ne yazık ki özgürlüğümüz kısıtlanıyor. Özgür ruhlu insanlar çok az… Kadına şiddet, çocuğa şiddet, iş yerlerinde mobbing vb. daha aklıma gelen gelmeyen birçok şey maalesef özgürlüğü kısıtlıyor ve burada “Özgürlüğün kadar varsın” kavramı ortaya çıkıyor.

Ülkemizde varlığımızı ve özgürlüğümüzü ailemiz ve toplum şekillendiriyor ne yazık. Çoğu insan düşüncelerinde bile özgür değil. Çünkü korku kültürüyle yetiştirilmiş. Korku düşünceleri felç ediyor ve özgürlük orda elden gidiyor artık.

Sadece özgürlüğümüz değil yaşamda elden gidiyor bu bağlamda.

Her şeyde olduğu gibi özgürce düşünmek ve daha kaliteli bir “Özgür yaşam” elde etmek için öncelikle korku kültürünü ortadan kaldırmak lazım. Buda toplumun eğitilmesiyle mümkün. Bilincimizi ve pratiğimizi daha kaliteli hale getirecek özgür düşüncelere gebe bir gelecek diliyorum hepimize. Çünkü “Özgürlüğümüz kadar varsak”; önce özgürlüğü kaliteli hale getirmeliyiz

Devamını Oku

Ergen

Ergen
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu nasıl başlık? Diyebilirsiniz… Evet, konum ergenler. Dünyaca tanınmış psikiyatristlerin tanımıyla “Yaratıklar”. Bu adı almalarının nedeni hormonları. Yürüyen hormonlarda diyebiliriz aslında. Kızlarda on yaş, erkeklerde 12 yaş civarında başlayan ergenlik tamamen ailelerin sorunu haline geliyor. Hemen hemen yirmi beş yaşına kadarda sürüyor. Bu uzun süreçte tabi kademeleri var. Detaylara girmiyorum.

Çünkü girersem işin içinden çıkamam.

Her şeyi sorun haline getirirler. Tamamen aileden bağımsız bir birey olmak isterler. Söz dinlemezler. Hep onlar haklıdır. Yani anlayacağınız hormonlar onları ne tarafa çekerse o tarafa giderler.
Tabi buda ebeveynler için büyük bir sorun. Günümüzü kastediyorum. Geçmiş mi? Ne ergenliği; terlik ve süpürge hazır kapının arkasında. Biz ergenlik mi gördük. Bizim jenerasyon bilir. Şahsen ben görmedim. Anne baba otoritesinin ayyuka olduğu zamanlardı. Höt dediler mi susardık, otururduk. Mesela büyüklerimizin yanında bacak bacak üstüne atamazdık, uzanamazdık veya bacaklarımızı uzatamazdık, yüksek sesle konuşamazdık, bir dediklerini iki edemezdik, vb bir sürü şeyde kısıtlıydık ve buna saygı deniyordu. Gül gibi geçinip gidiyorduk yani.

Şimdi saygının içeriği değişti…

Artık gençlere, yetişkinler saygı gösteriyor. Ergenler saygı bekliyor; yaşamına saygı, özgürlüğüne saygı vb. tabi bunlarda yeterli gelmiyor gençlere ve artık onlar ailelerinin üstüne gidiyorlar “Haklarımız Haklarımız” diye. Bide üstüne üstlük bu ergenler, işi tehdite kadar götürüyor: evden giderim bak, istediğini yapmam bak, vb… Yani anne babaların ergeni varsa başı dertte kısacası. Alttan almalar, canım cicimler… Ama hiçbiri işe yaramıyor. Uzamanlar da bu konuda karmaşa yaşıyor; bazısı otorite kurun derken bazısı üstüne gitmeyin her şeyi tatlılıkla halledin diyor. Kafa karışık ve aileler ne yapsa yapsın sorunu çözemiyor. Kaldı ki uzmanlarda yetersiz.

Şimdi diyeceksiniz ki bu işin içinden nasıl çıkılır? Vallahi bende bilmiyorum. Ama biraz tatlı sert oynamakta fayda var gibi. Öyle bizim zamanımızdaki gibi sert bir otorite değil de tatlı sert, yerine göre çünkü bu Z kuşağı dedikleri fırlamalar bide zeki bide zeki. Hiçbir lafın altında da kalmıyor veletler. Siz bir söylerseniz onlar beş söylüyor. Siz bir bağırırsanız onlar beş bağırıyor. Malum adı üstünde yaratık ve üste çıkma çabaları. Ve bu çabalar istediğini elde edene kadar sürüyor. Ama gene de çok tatlılar değil mi? O hırçınlıklarıyla, hazır cevaplılıklarıyla, neşeleriyle, hiç kaybetmem havalarıyla…

Bu arada bir ergenle karşılaştığınızda veya hayatınızda varsalar hiç tartışmanızı tavsiye etmem. Dedim ya hep onlar haklı. Kendinizi kötü hissetmek istemiyorsanız hiç tartışmayın. Makul ölçülerde tabi hayırda demeniz gerekli ama siz, gene de çok fazla hayır kelimesini tüketmeyin. Çünkü hayır kelimesi onları çıldırtabilir ve yapmasını istediğiniz şeyi yapacak dahi olsa yapmaz. Eve, biraz sabır gerekli… bu koca koca yıllar sürecek süreçte size sabırlar diliyorum çünkü buna ihtiyacınız olacak

Devamını Oku

Bahar 6. Bölüm: Bahar gitmektedir…

Bahar 6. Bölüm: Bahar gitmektedir…
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Hastaneden çıkmıştır; Evren, arkasından gelir ve “Nereye.” Diye sorar. Bahar, istifa ettiğini söyler. Evren, Cihan beyin onu çağırdığını söyler. Umay, Parla’nın evinde ve onun odasındadır. Parla’nın hazırladığı dosyayı açmak ister ama Parla müsaade etmez. Annene sürpriz olsun açma, sonra beraber açarsınız der. Bahar ve Evren, Cihan beyin çağrısı üzerine hastanenin toplantı salonuna giderler. Basın mensupları da oradadır. Cihan bey, kürsüye gelir ve hastane personeline teşekkür ederek; hastaneye 30 milyon TL bağış yaptığını söyler. Ayrıca kendisini ameliyat eden Evren ve Timura da teşekküür eder. Baharı takdir ederek teşekkür eder, ayrıca Baharın işini bırakmasını istemez eğer işini bırakırsa bağışını geri çekeceğini söyler. Baharı kürsüye davet eder. Bahar, güzel bir konuşma yaparak işi bırakmayacağını açıklar. ve ayrıca Cihan beye çok teşekkür eder. Reha da Baharı kutlar ve takdir eder. Zarife bulunmuştur. Reha da bu arada Bahara işbaşı yapmasını söyler. Bahar oğluyla konuşur ve hep hastanede kalma sözü verir.

Parla’nın yaptığı fotoğraf albümü Baharın eline geçecek mi?

Bu arada Parla, yaptığı albümün fotosunu annesine gönderir. Rengin, beyninden vurulmuşa döner. Timur’u arar. Timur da Rengine ne yap et dosyayı Umay’a verme der. Rengin eve gelir. Umay gitmek üzeredir. Parla, annesine dosyadan bahseder. Rengin dosyaya bakmak ister ama Parla izin vermez. Umay, dosyayı alır ve gider. Rengin Timur’u arar ve dosyayı alamadığını söyler…

bahar 6.bölüm

Zarife’nin kızı bulunacak mı?

Zarife, tekrar hastaneye yatırılmıştır. Kriz geçirmektedir. Bahar gelir ve ona serum takar. Nihayet Zarife kendine gelir. Bahara neden benimle ilgileniyorsun ben iyilik görecek biri değilim der. Bahar da onun nereye gittiğini sorar. Zarife, kızıma gittim ama onu bulamadım der. Bahar, Zarifeye kızını bulayım mı der. Bahar ve çocukları, evlerinin bahçesindedirler. Şakalaşmaktadırlar… Timur, oynayarak gelir ve laf kalabalığıyla çantayı Umayın elinden alır. Ailecek yemeğe giderler. Umay, oyuna getirildiğini anlamamıştır. Timur, yemekte oğlu Aziz Uras’ı; arkadaşına yumruk attığı için azarlar. O sırada garson gelir ve dansa kalkmalarını ister. Bahar da dansa kalkmalarında ısrar eder ve böylece oğlunu azarlanmaktan kurtarır.

Parla, verdiği hediyenin etkisini düşünmektedir… Bu arada Bahar, ailesiyle yemekten eve döner. Timur, bir yolunu bulup dosyanın içindeki resimleri alır. Yırtar ve şömineye atarak yakar. Boş dosyayı da kaldırır. Rengin arar ve dosyayı ne yaptığını sorar; Timur da hallettiğini söyler. Sabah olur, Bahar, annesiyle konuşmaktadır. Çocuklara yemek yapmasını rica eder. Bu arada Umay, annesine hediyesini vermek için gelir ama dosyayı açtığına boş olduğunu görür. Baharsa konunun üzerinde durmaz geç kalıyorum der çıkar. Bahar, hastaneye gider. Yaşlı bir adam gelmiştir ve kızını aradığını söyler. Fenalaşır, oturturlar. Bu sırada Parla, Umayı arar ve hediyeyi verip vermediğini sorar. Umay yalan söyler. Ama parla bunu anlar ve annesine yok etmişsiniz ama bu iş burada bitmez der. Bahar ve Evren, yaşlı adamla ilgilenmektedir. Adama demans teşhisi koyarlar. Yaşlı adam; adı dahil hiçbir şeyi hatırlamamaktadır. Bu arada Rengin, yaşlı adamı görür ve babası olduğunu anlar. Ama yanına gitmez, uzaktan gizlice gözetler. Rehanın yanına gider ve yaşlı adamı tanıdığını söyler. Bahar ve arkadaşı, kafede konuşmaktadırlar. Arkadaşı bahara buluştuğu adamdan bahsetmektedir bu arada Evren gelir. Baharın arkadaşı Evrene bayılır. Evren ayrılınca, neden kendisiyle tanıştırmadığını sorar ve yarın yürüyüşe getir der.

Tahsin bey, Rengin’i tanıyacak mı?

Rengin, Timur’un yanına gelir ve babasının hastanede olduğunu söyler. Kimsenin babası olduğunu bilmediğini ve Baharın onunla ilgilendiğini ekler. Timur’dan babasıyla ilgilenmesini ister. Rengin, Baharın yanına gider. Bir hafta yokum der. Baharsa, Evreni gördüğünde Tahsin amcanın kim olduğunu anladığını söyler. Yarın doğa yürüyüşü yapalım; sen, ben ve çağla der. Evren, Sereni ve Aziz Uras’ı bir araya getirmeye çalışmaktadır. Beraber araştırma yapıp makale yazmalarını ister. Rengin ve kardeşi Selim buluşurlar. Rengin, Selime babasını hastaneden almasını söyler. Bu arada Timur gelir. Selim Timur’un üstüne gider. Timur, Selimi döver. Selim de Timur’a yumruk atarak gözünü morartmıştır.

Bahar, çocuklarıyla evdedir. Çocuklar babam yok huzur var demektedirler. Ertesi sabah olur. Timur kalkar ve aynaya bakar. Gözü mosmor olmuştur. Baharın, makyaj malzemelerinden alarak morluğu kapatır. Bahar, kapıdan seslenerek yürüyüşe çıkacağını söyler ve sahile iner. Arkadaşı çağla gelmiştir. Biraz sonra da Evren gelir. Çağlayla Evren, muhabbet ederek önden gitmektedirler baharsa arkadan onları takip eder. Çağlayla Evren çok iyi anlaşmışlardır. Timur, boyadığı gözüyle hastaneye gider. Tahsin beyin yanına gider. Yaşlı adam uyumaktadır. Timur onunla nasıl tanıştığını hatırlamaktadır ve o uyurken, ona içini döker.

Zarife’nin kızı, annesini görmeyi kabul edecek mi?

Bahar dinlenme odasında ayaklarını uzatmış dinlenmektedir. Evren gelir, hadi hazırlan gidiyoruz diyerek onu çağırır. Çünkü Evren Zarife hanımın kızını bulmuştur ve Baharı onun yanına götürmektedir. Zarife hanımın kızının ofisine giderler. Okumuş ve avukat olmuştur. Onları karşılar ama annesinden bahsedince onunla görüşmeyi istemez. Baharla evren çıkarlar. Dışarıda Bahar üzüldüğünü söyleyince; gelecektir mutlaka şimdi kendisiyle hesaplaşıyordur der bahara. Timur, yemekhanede oğlunun yanına oturur. Oğlu şaşırır. Sohbet ederler. Babası, balığa gidelim der ve gününü kararlaştırırlar. Yemekten sonra Timur, Baharla Evreni görür ve Evrene laf sokar. Bu arada Zarife hanımın kızı gelir hastaneye, Evren ve Baharla Zarife hanımın odasına giderler. Anne kız sarılıp ağlaşırlar. Zarife hanım Bahara teşekkür eder.  Bahar odadan çıkar. Çok duygulanmıştır ve ağlar. Evrenle konuşurlar. Bahar, arkadaşını över ve telefonunu Evrene verir. Ve bahar Tahsin beyin odasına gider. Tahsin bey, Baharı kızı zanneder ve beni affet der. Baharı kucaklar bir süre sarmaş dolaş kalırlar ama Bahar, kızın değilim der ve çıkar. Zarife’nin odasına gider ve Zarife’ye tahliye olduğu müjdesini verir. Bu arada Rengin gelir ve kafede oturur. Baharı çağırır. Bahar gelir ve konuşmaya başlarlar. Bahar Rengine babasına gitmesini tavsiye eder. Parla, hastaneye annesinin yanına gelir. Rengin babasının yanına gitmektedir. Odaya girdiklerinde kardeşinin babasını götürmeye çalıştığını görür. Babasına sarılır. Babası beni affet der. Rengin, babasıyla kızını tanıştırır. Ama bir dakika sonra onları unutmuştur bile. Kardeşi Rengini ve Parla’yı dışarı çıkartır kendisi de çıkar. Kavga ederler. Parla annesine destek çıkar ve sonra annesini de alıp terasa götürür. Duygusal paylaşım yaşarlar ve artık araları düzelmiştir.

Seren ve Aziz Uras’ın arası düzeliyor mu?

Timur’la Aziz Uras balığa giderler. Babası oğluna balık tutmayı öğretir. Oltaları atarlar ve beklemeye başlarlar. Bu arada Timur oğluyla sohbet etmeye çalışır. Birkaç başarısız denemeden sonra sözü Azizin kız arkadaşına getirir. Daha sonra oltalarında bir sorun olur ve Timur, Aziz Uras’ı azarlar. Tüm günleri mahvolur böylece. Çağlayla Evren buluşurlar… Evren, Çağlayla sevgili olmak istememektedir ve Çağla bunu anlar. Ona arkadaş olalım der. Evren de kabul eder. Böylece aralarındaki gerilim sona erer. Bu arada babasının yanından ayrılan Aziz Uras hastaneye gider. Sereni görür. Seren, ağlayan Aziz Uras’a sarılır. Beraber ağlarlar. Timur ise deniz kenarında oturmuş geçmişe dalmıştır. Babasının kendisine davranışlarını hatırlar. O kendisine ne yapmışsa aynısını oğluna yapmaktadır. Bunu fark edince çok üzülür. Eve gider. Evde babasının resmine bakarak ağlar, bu arada Rengin arar. Babam gitti der. Timur hastaneye gelir ve Rengine sarılır. Sarıldıklarını Evren görür.

Devamını Oku

Bahar Dizisi 5. Bölümde Neler Oldu?

Bahar Dizisi 5. Bölümde Neler Oldu?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen hafta Bahar’ın Cihan beyi hayata döndürme çabaları sırasında gözünün Rengin’in kolundaki bilekliğe takıldığı ve sonra bayıldığı sahneyle bitirmiştik. Bu hafta başlarken aynı sahnenin devamı ekrana geldi. Timur, Bahar’ın düştüğünü görünce fırladı ve onu kucaklayarak sedyeye taşıdı ve gereken müdahaleyi yaptı. Bahar ise kendine gelirken “Bileklik, bileklik…” diye sayıklamaya devam eder. Sonunda Bahar kendine gelir, iyidir.

Bahar Dizisi 5. Bölüm

Cihan Bey’in ameliyatına iki düşman girer…

Reha, Timur’u ve Evren’’i yanına çağırır. Cihan beyin ameliyatına ikisinin beraber girmesini istemektedir. Evren ve Timur kabul eder ve ameliyata girerler. Sürekli atışan bu ikili şaşırtıcı bir şekilde iyi bir ekip oluşturarak ameliyatı başarıyla gerçekleştirirler. Bahar, hastane odasında oğluyla konuşmaktadır. Aziz, annesine bayıldığında babasının onunla çok ilgilendiğini söyler hatta kucağında taşıdığını ekler ve Bahar bu durumdan çok mutlu olmuştur. Reha hoca, Bharı görmek ister. Bahar onun odasına gider. Reha hoca, Bahar’a fırça atar ama ona son bir şans verdiğini söyleyerek gönderir. Bahar, koridorda ağlayarak dinlenme odasına gider. Timur, içeride koltuğun altında Rengin’in fırlattığı bilekliği aramaktadır. Bileklik koltuğun altındadır çünkü Timur, Rengin’e bilekliği çıkarmasını söylemiştir. Rengin de kızarak öfkeyle bilekliği kolundan söker atar ve odadan çıkar. Bu arada Bahar, odaya girince Timur’u öyle yerde görünce şaşırır ve ne yaptığını sorar. Timur hemen kollarını hareket ettirmeye başlayarak kollarını esnettiğini söyler. Bahar, odadan çıkar. Arkasından Timur da bilekliği koltuğun arkasından alarak çıkar.

Bahar ve Timur yakınlaşmakta mıdırlar?

Bu arada hastanede herkes Timur’u ve Bahar’ı konuşmaktadır. Dedikodu almış başını yürümüştür. Evli olduklarını bilmeden Timur’un gayri ihtiyarı yaptığı yardımı yanlış anlamış ve yakınlaştıklarını düşünmüşlerdir. Bahar, dinlenme odasından çıktıktan sonra yangın merdivenlerinin oraya gitmiş ve ağlamaya başlamıştır. Oğlu gelir ve onu teselli etmeye çalışır. Bahar, Reha hocanın söylediklerini düşünerek sürekli asistanlığını sorgulamakta ve kendini ağır bir şekilde eleştirmektedir. Oğlu onu teselli ederken aşırı duygusal olduğunu söyler. Annesine sarılır ve oradan çıkar.
Parla ve Umay yasaklanmasına rağmen konuşmaktadırlar. Rengin, Parla’yı almaya okula gelir. Parla, Umay’a haber vermeden kaçarcasına arabaya biner. Rengin, Parla’yı Umay’la görüştüğü için azarlar. Para da Rengin’e sen Timur’la görüşme bende Umay’la görüşmeyeyim der. Eve giderler Parla, annesinin ödülünü görür ve bir ödülün var ama bir ailen yok diyerek dalga geçer annesiyle. Bahar, eve gelir. Kayınvalidesi, evin pisliğinden dem vurmaktadır. Hizmetçi kadının Bahar gibi temizlik yapmadığından ve evin çok pis koktuğundan, aşırı tozlu olduğundan şikâyet eder. Timur da eve gelir. Arkasından Aziz Uras gelir. Hep bir ağızdan tartışmaya başlarlar. Kayınvalidesi ve Timur, Bahar’ın üstüne gider. Kızı ve oğlu Baharı destekler. Timur, Bahar’ı desteklemelerine çok kızar ve onları odalarına gönderir. Aziz Uras, odasında ağlamaktadır. Bahar, yanına gelmek isteyince gözlerini silerek ağladığını ondan gizler. Sohbet ederler. Bahar, oğlunu teselli etmeye çalışmaktadır. Biraz daha konuşurlar ve birbirlerine sarılırlar. Bahar odadan çıkar salona gider. Timur çay yapmıştır. Bahar’a ikram eder. Aslında amacı onunla konuşmaktır. Bahar’a asistanlığa ara vermesini söyler. Hastalığından dolayı bunu istediğini ekler. Bahar, bulaşıkları yıkar ve camdan dışarısını seyreder. Kayınvalidesinin söyledikleri ve asistanlığını bırakıp kayınpederine baktığı günler aklına gelir.

Cihan bey Bahar’ı neden çağırır?

Reha, Evren ve Timur, Cihan Bey’in odasına giderler. Cihan bey, hepsine teşekkür eder. Onlarda geçmiş olsun dileklerini iletirler. Cihan bey, Bahar’ı çağırmalarını ister. Bahar, Cihan beyin odasına gelir. Cihan bey, Bahara hayatını kurtardığı için teşekkür eder. Ve artık kendisiyle onun ilgilenmesini istediğini söyler. Timur, Cihan beyin odasından çıkınca Rengin’i görür. Yanına gider. Rengin, kendisini terk ettiğini ve Baharı da hastaneden attıracağını söyler ve gider.
Baharın kayınvalidesi evin hizmetçisini delirtmiştir. Hizmetçi, ne haliniz varsa görün diyerek evi terk eder. Baharın kayınvalidesi ise geride sinirden küplere biner. Hizmetçiyi hiçbir şekilde çekip çeviremediğini düşünmektedir. Bahar, var gücüyle asistanlık mesleğinin zor yönleriyle başa çıkmaya çalışmaktadır. Zorlanmasına rağmen destek gördüğü arkadaşlarda edinmiştir. Ama Rengin, Baharı attırmak için onu kanserli bir hastayla ilgilenmesi için görevlendirir. Kadın aynı zamanda müebbet hapse mahkûm bir hükümlüdür. Baharın görevi, kadını tedavi olmaya ikna etmektir. Ama kadın hiç konuşmaz. Bahar da onun yaralarını tedavi eder çıkar.

Bahar Dizisi Reytingleri

Cihan beyin yanına giden Bahar, onun tansiyonunu ölçer ve sohbet ederler. Bu arada Cihan beyin yeğeni gelir. Amcasına pijama türünden bir şeyler almıştır. Cihan bey, yeğeninin hakkındaki kötü düşüncelerini öğrenmiştir. Ve onu odasından kovar. Bahar, Cihan beye serum takıp odadan çıkar.
Bahar bu defa da Zarife’nin yani kanser hastası kadının yanına gider. Kapıda onun türkü söylediğini duyar ve ona görünmeden dinler, duygulanır, ağlar. Zarife, benden korkmuyor musun diye sorunca hayır der. Zarife hala tedavi istemediğini söylemektedir. Hala gözleri dolu dolu olan Bahar odadan çıkar ve Renginle karşılaşır. Hastayı tedaviye ikna edip etmediğini sorar. Bahar hayır der. Rengin bunun üzerine Baharı azarlar ve gider. Baharın annesi alışveriş yapıp gelmiştir. Timur’un annesi de gelir. Ortalık birbirine girer. Hep beraber Cihan beyin odasına girerler. Baharın kayınvalidesi Nevra çiçek getirmiştir, annesi de pijama takımı almıştır. Cihan beyin ürettiği pijamaların sahtesidir pijamalar ve pazardan almıştır. Nevra ve Baharın annesi birbirine girer. Cihan bey onların dünür olduğunu anlar.
Bahar ilk maaşını almıştır. Maaşıyla annesine alışveriş yapar ve annesinin evine götürür. Annesi çok duygulanır. Oturup duygusal analar yaşarlar. Daha sonra eve gider. Kayınvalidesine ve diğerlerine aldığı hediyeleri verir. Aziz Uras eve gelmemiştir. Bahar endişelidir. Arar ama oğlu telefonlarını açmaz. Aziz ise Evren doktorla buluşmuş bir şeyler atıştırmaktadır. Bir iki kişi gelip yanlarında durur. Evren ne var diye sorar hayırdır der. Diğeri de hayırdır hayır halı saha maçına iki kişi eksik gelir misiniz deyince kalkar giderler. Aziz, o gece Evren de kalır. Evren, Bahara mesaj atar aziz yanımda diye.
Bahar, Zarife’yi film çektirmek için götürür. Bileklerini sıkmaması için gevşettirdiği kelepçelerden sıyrılan zarife bir yolunu bulur kaçar. Rengin de oradadır ve Baharı Zarife’yi kaçırdığı için azarlar. Yetersizsin evine dön der. Baharın morali çok bozulur ve terasa çıkar. Yanına Evren gelir. Ona içini döker. Evren de ona hayallerinden vazgeçeceksen evine dön der. Bahar, Cihan beyin yanına gider. Olanları konuşurlar. Cihan bey nasihat eder. Bahar da kararını verir. Ayrılmak istemektedir. Odasına gider ve eşyalarını toplar. Kucağında eşyaları hastaneden ayrılır.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Sponsorlar: - Tanıtım yazısı satın al - Seo paketleri - Malatya rent a car - nakliyat - Boşanma Avukatı - en iyi evden eve nakliyat - evden eve nakliyat - Lepidolite Healing Properties - Nakliyat