İMAM-HATİPLİYİM….
09.09.2020
0 Yorum
Çünkü biz İmam-Hatiplisi, Liselisi, inançlısı, inançsızı, doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi ile bir bütün olarak Türkiye’yiz. Biz birbirimizi anlamak, birbirimizi kabullenmek ve saygılı olmak zorundayız. Kavga ile ve birbirimize hakaret ederek, didişerek kazanacağımız hiçbir şey yoktur.
İmam-Hatip Liseleri açıldıkları ilk günden itibaren hep birilerini rahatsız etmiştir. Bu nedenle de bazıları din öğretisi açısından tehlikeli bulmuşlar, “ “Cumhuriyet Hocası” yetiştiriyor diye mezunlarını arkasında namaz kılınmaz insanlar olarak damgalamışlardır. Başka taraftan diğer bir başka kesim ise, “Cumhuriyet karşıtı öğrenci” yetiştiriyor vahameti ile İmam-Hatip Liselerini ve mezunlarını tehlikeli görmüş, saçmalık derecesinde ki faşist uygulamalar ile önleri kesilmeye çalışılmıştır.
Bütün bunlara rağmen halk, İmam-Hatip Liselerinin samimiyetine inanmış ve sahip çıkmıştır. İmam-Hatip Lisesi yapılması şartıyla arsasını bağışlamış, kestiği kurbanın derisini bütün baskılara rağmen bağışlayarak yurdun her yerine İmam-Hatip Lisesini ve öğrencilerinin kalacağı yurduna yardımlarını esirgememiş ve desteğini eksik etmemiştir.
Lise müfredatına ilave olarak İslam dininin temellerinin öğretildiği dersler verilen İmam-Hatip Liseleri T.C Millî Eğitim Bakanlığının lise dengi okul sayıldığına dair diploması verilmesine rağmen, mezunlarının haksız yere Üniversite girişlerinde puanları silinmiştir. Birçok bölüm ve mesleğe girişleri yasaklanmış, adil olmayan uygulamalar ile hakları gasp edilerek önleri kesilmiş haksızlığa uğramışlardır. Diğer lise mezunlarının 3 puan ile girdiği yerlere İmam-Hatip Lisesi mezunları ancak 5 puan alarak girebilmişler, bazı mezunlar da İmam-Hatip Lisesini bitirdikten sonra ilave olarak düz lise diploması alarak üniversitelerin istekileri bölümüne girebilmişlerdir.
Bütün bu engelleme ve ön kesmelere rağmen, halk İmam-Hatip Liselerinin eğitim, öğretiminden ve yetiştirdiği öğrencilerinden memnun olduğu için çocuklarını bu okullara göndermişlerdir. İmam-Hatip Liselerinden mezun olan öğrenciler de bu gayret ve sevgiye layık olabilmek adına eğitimlerini tamamladıktan sonra çeşitli meslek dallarında yaptıkları hizmetleri ile halkın takdirini kazanmışlardır.
Hal böyle olmasına ve Türkiye artık İmam-Hatiplerle ilgili ön yargılar yıkıldı dediğimiz bir zamanda Erol Mütercimlerin Tarikat ve Cemaatlerin tartışıldığı TV Programında İmam-Hatip Lisesi mezunları hakkındaki sarf ettiği çirkin yakıştırmalar bardağı taşıran son damla oldu.
Sözde ve çakma tarikat ve cemaatlerin korkulu rüyası olan İmam-Hatip Liselerinin din ve diyanet ile uzaktan yakından alakası olmayan merdiven altı şaklabanlarının tarikat şeyhi gibi gösterilerek sırf İslam’a saldırmak için tezgahlandığı apaçık, şek ve şüphesiz ortada iken yazılan senaryonun tarikat şeyhi figüran oyuncusu ile mezunlarının ayni programda isimlerinin yan yana zikredilmesi kabul edilebilir bir durum değildir.
Sözde ve çakma hiçbir tarikat şeyhi kılıklı insanlar rollerini istedikleri kadar kusursuz oynasalar da İmam-Hatip Camiasında tutunabilmeleri ve kabul görmeleri mümkün değildir. Çünkü İmam-Hatip mezunu veya belli bir dönem eğitim ve öğretim gören her öğrenci sözde ve çakma şeyh veya cemaatin ağına düşmez…
Bu nedenle, mensubu ve mezunu olmakla iftihar ettiğim ve gurur duyduğum, İmam-Hatip Lisesi mezunu olarak, Erol Mütercimleri İmam-Hatip Lisesi mezunları ile ilgili haddi aşan sözlerinden dolayı kınıyorum. Konu ile ilgili özrünü de kendi şahsım adına kabul ediyorum.
Çünkü biz İmam-Hatiplisi, Liselisi, inançlısı, inançsızı, doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi ile bir bütün olarak Türkiye’yiz. Biz birbirimizi anlamak, birbirimizi kabullenmek ve saygılı olmak zorundayız. Kavga ile ve birbirimize hakaret ederek, didişerek kazanacağımız hiçbir şey yoktur.
Çevremizdeki İslam coğrafyasında yaşananlardan ibret almalıyız. Batılıların demokrasi(!) getirmek adın için ülkeleri işgal edildiği için yerini yurdunu malını mülkünü terk edip mülteci olmuş sokaklarımızdaki aç sefil insanlardan rasgele bir tanesine bir yemek veya çay ikram edin ve ülkesinde ki zulmü anlatmasını isteyin ve sabırla dinleyin… Veya konu ile ilgili yazılmış bir kitabı mesela “Salyangoz/Suriye Zindanları- Bir Casusun Günlüğü” isimli kitabı okumanızı tavsiye ederim…
Batılılarım Arap Baharı diye yutturdukları kalkışma ile daha çok özgürlük ve refah ümidiyle sokaklara dökülen insanların nasıl bir çıkmaz ve aĞlanacak bir hale düştüklerini görün…
Ülkemizde de Çakma Şey(H)ler, çakma senaryolar boş yere yazılıp sahneye konulmuyor. Biz bu filmi 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta… 15 Temmuz da gördük…
İmam-Hatipliler olarak haklı tepkimizi gösterdik… Erol Mütercimler de özür diledi. Dava açmak isteyen arkadaşlarımız tabi ki açabilir. Ancak sulh her zaman hayırlıdır. Allah (C.C) bağışlamayı ve bağışlayanı sever.
İlgili
YORUMLAR
KÖŞE YAZARLARI
-
-
Ceyda Cosgun Dünyayla Benim Aramda Demet Özdemir’i Çocukluğuna Götürdü
-
Elif ÖZCAN Sokak Röportajları-6 Oyuncular hakkında düşünceleriniz
-
-
-
-
Karyowski Kimsenin süper kahramanı kendisinden başkası değil!
-
-
-
-
BYZHA NKT oyuncuları okudu, oyun yazarları dinledi- Güncel Haberler
-
Reyting Tv'de gönüllü köşe yazarı olmak istermisiniz? Bize ulaşın..Tüm Yazarlar İçin Tıklayın
BENZER İÇERİKLER
SİNEMA KÖŞESİ
FACEBOOKTA BİZ