09 Temmuz 2024 Salı
News
Ülkemizin ormanlarını cayır cayır cayır yaktınız…
Elinize ne geçti? İnsanlığa, ülkemize kötülükten başka ne yapabildiniz?
Hem yaktınız hem de yaktım diyemediniz. İşin garip tarafı “PKK yaktı diyemeyenler, devlet söndüremedi” diye manipülasyon yapmaya ve oy devşirmeye kalkıştılar.
Gücünüz ancak ormanlara yetti. Unutmayın ki (inşallah) yanan ormanlar yeniden yeşerecek… Yakılan evler yeniden yapılacak… Yaralar sarılacak…
Türkiye her zaman olduğu gibi bu kaostan da güçlenerek çıkacak… Dostunu, düşmanını, çevrecisini yaygaracısını biraz daha yakından tanıyacak…
Siz yine avucunuzu yalayacaksınız… İstediğinizi alamayacaksınız.
Toroslardaki Yörük: “Ben çadırda doğdum, çadırda büyüdüm. Yine çadırda yaşarım yeter ki vatan sağ olsun” diyor.
Sakarya’daki şehit babası ahırındaki tek ineğini yangın bölgesine yardım için “Ben bu vatana evladımı verdim, bir ineğimi bağışlamışım çok mu?” diye bağışlıyor.
Genç kızın çeyizleri yandığını duyan kadirşinas halkımız, genç kız üzülmesin, boynu bükük kalmasın diye genç kızımıza bir araba dolusu çeyiz gönderiyor.
Çanakkale’nin her köyünden ve yurdun her yerinden millet konvoylar ile yangın bölgesine yem ve saman gönderiyorlar… Yangın bölgesindeki gençler ve halk itfaiyecilere su, çay götürmek için organize oluyorlar. Bu milletin birliğine, dirliğine, kadirşinaslığına hayran olmamak elde değil.
Can Azerbaycan itfaiyesi, personeli ve araç gereci ile Türk halkının yardımına koşuyor.
Onun için bazıları koyun, bazıları da Aziz Nesin’in sözüne atfen ahmak falan deme cüretini gösterse de siz bu milleti hafife almayın. Neyin nasıl kimin tıynetinin ne olduğunu çok iyi gözlemliyor ve biliyor. Gardını ona göre alıyor…
Çanakkale’nin Ege Denizine sınır tatil bölgesi Tavaklı’da kundaklama sonucu yangın çıkarılabilir diye köyün gençleri ormanları yakılmasın diye gece gündüz nöbet tutmaya başladılar.
Bu bölgede üç defa ormanın yakılmasına teşebbüs edildi, gençler üçünde de yangına anında müdahale edip söndürdüler.
İşte anlından öpülecek gençler bunlar. Yakmıyor, yıkmıyor, ormanlarımızı yakabilirler diye milli değerlerimiz ormanlarını korumak için gece gündüz nöbet tutmaya başlıyorlar. Çıkarılan yangını da anında söndürüyorlar.
“Barış sağlanmaz ise Kaz Dağlarını yakacaklarmış…” Ağlar mısın güler misin? Bir yıl öncesinde altın madeni karşıtı olarak çevreci göstericilerin içinde yer alan ve “Kaz Dağları” bizimdir diye slogan atanlar bu tehdidi görmezden duymazdan geldiler bu tehdit karşısında çıt çıkaramadılar. Keşke “Kaz Dağları bizimdir yakamazsınız.” diye eylem başlatıp, Tavaklılı gençler gibi nöbet tutsaydılar… Ki milli bir duruş sergilemiş olurlardı.
Bunun yanında bazıları: “Halkın ayaklanması için daha ne olması gerekiyor” ve “Türkiye İsrail’in eyaleti olsun.” Gibi absürt, akla zarar bildiri ve paylaşımlar yayınladılar.
Sonrasında Savcılık soruşturma başlatınca da “HELP TURKEY” ‘de olduğu gibi saçma paylaşımlar kaldırıldı.
Her nedense bazıları hep bir kaos ve ayaklanma peşinde. Halk ayaklansın, kırsın döksün, hükümet düşsün Türkiye kaosun içine girsin. Sonrası, sonrası yok…
İyi güzelde şunun şurasında seçime iki yıl kaldı. Ayaklanma yerine sandığı bekle… Sandık halkın önüne konulacak… Bu gibilerin sandıkla, demokrasiyle, çevreyle, ormanla falan işi yok… Bunların aklı fikri, işi gücü kaos çıkacak bunlar da saçlarını tarayacaklar… Türkiye’de İsrail’in eyaleti olacak, ekmek elden su gölden…
Yok böyle bir dünya…
Demokrasi diyeceksin, sandığa güvenmeyeceksin. Halk diyeceksin tercihini beğenmeyeceksin…Bağımsızlık milli birlik beraberlik diyeceksin ama “Türkiye İsrail’in eyaleti olsun” diye saçmalamakta beis görmeyeceksin…
Bunlar rüyada görüldüğü zaman hayra yorulmayacak, kâbus gibi insanın dudaklarını uçuklatacak cinsten boş hayal…
Bu millet korkulu rüya görmemek için her zaman uyanık kalmayı tercih etmiştir.
