09 Temmuz 2024 Salı
Demokrasi ile yönetilen, demokrasi kültürü gelişmiş ülkelerde, muhalefetin iktidar kadar olmasa da ülke yönetiminde sorumluluk sahibi olduğu ve bu sorumluluk duygusu ve bilinci içinde ülke ve halkın sorunlarına çözüm ürettikleri bilinen bir gerçektir.
Oysaki ülkemizde muhalefet halk tarafından partilere verilmiş bir görev olmasına rağmen muhalefet partileri ülkeye yapılan her hizmeti ve kazandırılan her eseri kendi kalesine atılmış gol olarak değerlendirdikleri için ortaya yerli ve milli olmaktan uzak bir istemezük zihniyeti ile vahşi bir muhalefet direnişi çıkmaktadır ki bu durum ülkeyi uzun sürede zihnen ve fikren yormakta ve halkı da kutuplaştırmaktadır.
Bu durumu yerli otomobilimiz olan Togg’un üretime geçmesi üzerine yapılan törende ve sonrasında yaşananlar ile bir kez daha gördük…
Muhalif basın tarafından “Görmediğin Togg’u olmuş” başlığı ile konu hakkında yazılar yazıldı.
Yok efendim Togg söylendiği gibi yerli ve milli değilmiş. Bazı parçaları yurtdışından geliyormuş. Yerli ve milli olması için her şeyinin ülkemizde üretilmesi gerekiyormuş gibi akla ziyan düşünceler ile karşı çıkıldı.
Ana muhalefet ve diğer partiler açılışa davet edildikleri halde programa İYİ Partiden Yavuz Ağıralioğlu’nun haricinde bildiğim kadarı ile kimse katılmadı. Ağızlarının ucu ile de olsa bir hayırlı olsun demediler, diyemediler…
İktidar Togg için açılış töreni düzenlerken muhalefet partileri alternatif 29 Ekim töreni düzenlemenin peşindeydi. 29 Ekim gibi milli bir bayram gününde ülke olarak tek vücut halinde birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekirken hangi akla ve amaca hizmet ettiği bilinmeyen bu alternatif program kabak tadı verdi. Öyle bir hal aldı ki saçmalık sınırlarını aştı.
Ne demek alternatif bayram programı?
Eski köye yeni adet misali önden resmi ve sivil halk bayram törenini icra ediyor, arkadan CHP’nin başını çektiği bir grup aynı meydanda alternatif diye isimlendirdikleri bir tören düzenliyor… Bu saçmalığı biri çıkıp Türk halkına izah etmek zorundadır…
TTB Başkanı Türk Ordusunu kimyasal silah kullanmak ile suçladığı zaman muhalefet cenahı sahip çıkıyor. Sonrasında da evine baskın yapılıp tutuklandığı zaman “Bilim insanı imiş, tutuklanamazmış” diye savunuyor…
Bu yaşananlar yetmiyormuş gibi Ana muhalefet, Emniyet ve Jandarmaya uyuşturucu iftirası yapıyor…
İyi hoş güzelde uluslararası hukukta Türkiye’yi zora sokacak böylesi mesnetsiz ve çirkin iftirayı atan birine söylediklerinin ve evindeki mermiler ve cephanelik ile ilgili herhangi bir soruda mı sorulmayacaktı?
Birde rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ile görevinden alınan ve mahkemesi devam eden Eski Yalova Belediye Başkanının duruşmasını izlemek üzere Yalova’ya giden CHP heyetinin mahkeme salonunda sergiledikleri provokasyon, hâkim ve savcılara yaptıkları tehdit ve saygısız tavırlar ise bir facia idi.
Son zamanlarda CHP bu ve buna benzer olayları diğer il, ilçe ve beldelerde tutuklanan belediye başkanları için Adalet binalarının önünde yapıyorlardı ama Yalova’da bunu mahkeme salonuna taşımaları Türk Yargısına yapılan saygısızlığın nirvanası oldu.
Belki kendilerince doğru yaptıklarını sanıyorlar ama halkın sessiz çoğunluğu tarafından bu ve benzeri sivri çıkışlar kabul görmediği gibi halk nezdinde büyük tepki topluyor…
Kimse konu ile ilgili görüşümüzü sormadığı için akıl verecek durumda olmadığımız gibi haddimizde değil tabi ki… Ancak kıyıda köşede ülke gündemini sessiz sedasız izleyen, yaşananlara cevabını ve tepkisini sandıkta vermeyi tercih eden milli ve manevi hassasiyetleri olan seçmenin gözü ile olayların fotoğrafını çekip yansımalarının ayrıntısına da dikkat çekmek gerekiyor.
Ki halkı kimse hafife almasın… Bu halk dün birçok siyasetçiyi sulu dereye götürüp sulamadan geri getirdiği unutulmamalı ve bugünde getirebileceği akıldan çıkarılmamalıdır…
Yol kenarında tarlasını, tabanını süren; koyununu, davarını otlatan, kahvede çayını yudumlayan samimi Anadolu insanının yanına bir selam verip iki dakikalığına oturun. Tepeden bakıp, ukalaca sorular ile bunaltmadığınız zaman halk size çok uzun söze gerek kalmadan durumu iki üç sözcük ile özetleyecektir…
İktidar ve muhalefet cenahında siyaset yapanlar siyasetten semirilenlerin sözlerine değildi sessiz halkı dinlemeleri halinde ülke gerçeklerini daha iyi görecekler ve muhalefetin muhalefet yapamadığı için her seçimden sonra da neden muhalefete mahkûm olduğu gerçeğini anlayacaklardır.