09 Temmuz 2024 Salı
Olaya bak hizaya gel…
“Alman sanatçı (!) Liana Georgi Taksim’deki Onur Yürüyüşü’nde polislere böyle direndi.”
Gezi’de duran adam Sırp tiyatrocu…Dans eden, üzerine su sıkılan kırmızılı Alman kadın… 2021 yılındaki LGBTİ’nin izinsiz “Onur Yürüyüşünde” Reklam yüzü olarak karşımıza çıkarılan Alman vatandaşı Liana Georgi…
Ulusal ve Uluslararası görsel ve yazılı basında Türkiye’deki LGBTİ’nin izinsiz düzenlediği “Onur Yürüyüşü” Alman vatandaşı Liana Georgi… ve 1979 Tunceli doğumlu Agence France-Press’te Türkiye fotoğraf yöneticisi olarak çalışan foto muhabiri Bülent Kılıç’ın ters kelepçe yapılması görüntüleri ile servis edildi.
Uluslararası basın organlarınca servis edildiği için Madonna tarafından paylaşılmasından başka hiçbir özelliği olmamasına rağmen Türkiye’ye konser vermek üzere geldiği iddia edilen Alman sanatçı (!) Almanya’da tanınmıyor ve bilinmiyor. Acaba orada bulunan gurbetçiler mi bilmiyorlar diye Google amcaya da sordum ama Google amcada tanımadığını söyledi. Bunun yanında Türkiye’ye de konser vermek için yeni gelmiş de değil dört yıldan beri ülkemizin çeşitli bölgelerini LGBTİ renkleri kumaşlar ile dolaştığı biliniyor.
Elinde mikrofon ile seyircisiz çekilmiş birkaç fotoğraftan başka neyinin sanatçısı (!) olduğu belli olmayan ve uzun zamandır Türkiye’yi mesken tutan Liana Georgi ağızında yeşil düdük ile laubali bir şekilde PKK lehine “Kürdistan vardır” diyerek trampet çalan LGBT’li PKK, HDP’li ve bir dizi marjinal grupların arasına karışarak eylemciler ile birlikte yürümesi, ayağı taşa takılmasın diye arkasından yürüyen Kahraman Türk Polisine “lütfen uzak durun arkadaşlar” diye racon kesmesini esefle şahit olduk…
Türkiye yol geçen hanı mı ki ipini koparan elini kolunu sallayarak, her izinsiz gösteriye katılıyor. Türk Polisine saldırıyor. Türk Polisine “lütfen uzak durun” diye şımarık ve laubali bir şekilde davranıyor.
Kendi ülkesinde bırakın izinsiz gösteriyi, izinsiz WC’ye bile gidemeyen, konulmuş olan yasaklar karşısında süt dökmüş kedi gibi askerine polisine gıkını çıkaramayanlar Türkiye’ye geldiler mi aslan kesiliyorlar.
Şüpheli davranışları ile dikkat çeken ülkemizi karış karış dolaşan bu ithal yabancı göstericilere sanatçı diye sahip çıkılması, LGBTİ, PKK, HDP’ler ile birlikte izinsiz gösterilerde polisime molotof, taş atmasını kurşun sıkmasını demokratik haklarını kullanıyor denilerek kahraman gösterilmesini sırtlarının sıvazlanmasını sahip çıkılmasını, alnından öpülmesini, bu milletin kahraman polisine de zorba denilmesi gücüme gidiyor… Midemi bulandırıyor, kanıma dokunuyor…
ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere emperyalist devletlerin vatandaşı olan şahısların sanatçı, araştırmacı, doğa bilimci, çevreci vb. isimler altında elini kolunu sallayarak ülkemde ki izinsiz gösterileri organize etmelerini, ekilmedik yerde bitmelerini metrekaresine en çok yabancı ajan bulunan ülkemde dikkat çekici buluyorum.
Resmin büyüğünü görmeniz ve ülkemizin başına nasıl çorap örüldüğünü görebilmemiz adına 10 Haziran 2013 Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan “Bir eylemcinin gözünden Gezi Parkı gerçeği” başlıklı yazının dikkat çekici bazı bölümlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Twitter’da dolaşan yazıda isyanını dile getiren eylemci, “Bir kere parka dair yanılgıları anlatayım dilim döndüğünce. Parkta yaptığımız şeyin adı “Eylem” değil artık. Orada olan şeyin adı “İşgal” olmuş durumda. …Biz o parkı işgal etmek için mi geldik yoksa parkı halka kazandırmak için mi? …
…nerede bir siyasi parti var, bir dernek var, bir örgüt var; çadır kurdu parka. Işıklandırdılar çadırları. Her yerdeler. Sodep, Ödp,Tkp,Edp,Dsip… niceleri daha.
Yazısında parkta kalan birçok kişinin Öcalan posterlerinden de rahatsız olduğunu belirten eylemci, “Bir kere yedim Bdp’li dayağı, tekrar yemek gerekirse yine yerim, dert değil. Gezi’de görüştüğümüz arkadaşlar gördüler zaten ne halde olduğumu, dayak arsızı oldum, yine yerim. Ama işe yaramıyor. 2- 3 saat uğraşıyoruz bir Öcalan posteri indirtmek için. Müzakere ediyoruz, konuşuyoruz, tartışıyoruz, kavga ediyoruz … iniyor poster, en az 2 saatlik uğraş sonucu. 10 dakika sonra tekrar kalkıyor? Ne yapalım biz? Yok mu yapacak bir şey?
….
İstisnasız her sabah kavga var
Kadınlar- erkekler- gruplar. Promil sınırını aşan herkesin bir kavgası var. Tuvalet sırasında, yemek sırasında, yer sorununda … revire durmadan hasta taşınıyor. Ya alkol koması, durmadan kusanlar ya da kavga edip bir yerleri parçalanan tipler…”
Ne demiş atalarımız: “Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az…”