Eğitmen Refika Nemez Aydemir, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenelen 12. Kocaeli Kitap Fuarı’na konuk oldu. Karamürsel Alp Salonu’nda , “Korkuyu Aşmak ve Cesareti Geliştirmek” konulu bir söyleşi gerçekleştiren Aydemir, korkunun insani bir duygu olduğunu ancak fazlasının çoğu kez insanı esir edebildiğini söyledi.

KORKUNUN BİZE HAKİM OLMAMASI GEREKİYOR

Korkunun her zaman kötü bir şey olmadığını ve bazı tehlikelere karşı belli bir ölçüde insanları koruduğunu belirten Aydemir, “Ama bir sür sonra patolojik hal alır. Psikolojik olarak ve bedenen bizi zayıflatır. Örneğin pandemi salgınında bunu gördük. İnsanı ve toplumu güçsüzleştiren bir tehlike karşısında bu korkunun bize hakim olmaması için kendimizi güçlendirmeliyiz” ifadesini kullandı.

“GÜVENSİZ İNSANLAR ONAYA MUHTAÇTIR”

Toplum ve birey olarak en çok yaşanılan korkuların başında, karar ve sorumluluk alma korkusunun geldiğini anlatan Aydemir, “Özgürlüklerimizin kısıtlanacağını düşünerek karar vermeye, görev almaya, söz vermeye korkarız. Ama bu doğru bir yaklaşım değil. Kendimizi geliştirmekten, öğrenmekten korktuğumuz için sorumluluk almak istemeyiz. Zorluklar bizi güçlendirir ama çoğu insan bundan çekinir. Bu zorluklardan kurtulabiliriz ama mücadele etmediğimizde, zorluklarla yüzleşmediğimizde, kölesi oluruz. İnsanlar, başkaları beni övsün, harika biri desin, itibar göstersinler, alkışlasınlar, onaylasınlar isterler. Güvensiz insanlar, onaya muhtaçtır. Onaylanmama ve eleştirilere karşı korkmanın altında güvensizlik yatar, kibir yatar. Kendine güvenen insan, kendine yeter ve başkasından bir şey istemez. Sevilmeyi beklemek zayıflıktır, sevmek ise en büyük güçtür” şeklinde konuştu.

Eğitimci Aydemir, diğer bir korkunun da değişim ve başarısızlık korkusu olduğunu belirterek, kendimize ait olmayan zihinsel ve duygusal davranışsal alışkanlıkların terk etmenin ve değişmenin cesaret istediğini, cesaretin de insanın içindeki en büyük güç olduğunu aktardı.

KORKUYU DÖNÜŞTÜRÜRSEK CESUR OLURUZ

Korkularla yüzleşmenin, korkuyu aşmada en büyük etken olduğunu anlatan Aydemir, konuşmasını şöyle tamamladı: “Cesareti geliştirme ve korkuyu aşmak için tek bir panzehir yeterli olmaz. Her korkuyu aşma yöntemleri farklıdır. Korkuyu yok edemeyiz ama bilinçle cesarete dönüştürebiliriz. Ne istediğimizi bilmek, iyi kötüyü ayırt etmeyi öğrenmek gerekir. Hareketsiz kalmaktansa eylem halinde olmak, korkuların zihnimizde oluşturduğu bağlardan rahatça kurtulmamızı sağlar. Korkuların üzerine gidebilmek için ön koşul cesarettir. Kendimizle yüzleşerek kuşkuları ortadan kaldırabiliriz. Dirayet, anlayış, bilinç, hoşgörü gibi birçok erdem bir araya geldiğinde korkuyu dönüştürerek, cesur bir insan olabiliriz. Korkmak doğaldır, insanidir ama onun hayatımıza hakim olmasını izin vermemeliyiz.”