Kanal D ekranlarında 2002-2003 yıllarında yayınlanmış ve 26 bölüm sürmüş dizi hepimize Karadeniz sevgisi aşılamıştı. Eryapım yapımcılığında Özer Kızıltan’ın yönettiği diziyi Rüya İşçileri kaleme alıyordur. Başrollerindeyse Karadeniz’in güzel sesi Şevval Sam, Nejat İşler, Meral Çetinkaya ve Kamran Usluer vardı. Ayrıca kadroda Yeşim Ceren Bozoğlu, Melike Güner gibi başarılı isimler de vardı. Bana göre Karadeniz dizilerinin atası ve en iyisi oldu bu yapım. Üstelik İstanbul’da çekilmesine rağmen. Bir de Karadeniz’de devam etseydi ne olacaktı kim bilir!
AH İSTANBUL!
Demiroğlu ve Dursunoğlu aileleri arasındaki çatışma Demir Demiroğlu ve Beyaz Dursunoğlu kaynaklı çok uzun yıllar devam etti. Geçmişlerinde bir yaraları olduğu belli olan bu iki koca çınar sinirlerini birbirlerinden çıkarıyorlardı. Beyaz Ana torunu Gülbeyaz’ı kendisi gibi cevval yetiştirmek için elinden geleni yapıyordu. Her şey yolunda da gidiyordu. Hatta Gülbeyaz Demir’in torunu Kadir’i şeref turunda bile kaptan olarak yenmişti. Ne yazık ki başlarına geleceklerden habersizdiler. Dursunoğlu ailesi hiç ummadıkları bir anda kendilerini evsiz barksız buldu. Ailenin damadı Ali Kemal’in yaptığı borç yüzünden beş parasız kalan aile teknelerinde bir başlarına kaldılar. İstanbul’dan gelen boğazda taşımacılık teklifini kabul etmekten başka çare bulamadılar. Beyaz Ana ve gururu sebebiyle başka hiçbir yardımı kabul etmediler. Üstelik Demir Demiroğlu bile yardım etmek istemişken.
Demiroğlu ailesinde de sular durulmuyordu. Kadir Karadeniz’e dönünce ailesi çok sevinmişti fakat Kadir’iin çok başka planları vardı. Dedesi Demir Demioğlu torunu mezuniyetten sonra temelli Karadeniz’e dönecek ve evlenecek diye evini bile hazırlamıştı. Kadir İstanbul’da hayallerininin peşinden koşmak ve büyük bir dalgıç olmak istiyordu. Dedesine ve ailesine bunu açıklaması biraz zor oldu fakat başka çaresi yoktu. Kadir İstanbul otobüsündeyken bir de kimi görsün yanında! Beyaz Ana ve Gülbeyaz da kendisiyle birlikte aynı otobüste İstanbul’a gidiyorlardı. Artık onlar için Karadeniz sayfası tamamen kapanmasa da İstanbul’da yeni bir sayfa açılmıştı. Demir Demiroğlu hem torununun hem Beyaz’ın gidişini kaldıramayınca çoluğunu çocuğunu toplayıp zorla da olsa İstanbul’a gitti. Bu hem Beyaz Ana için hem de Demiroğlu ailesi için yeni bir başlangıçtı. İki aile de kendini İstanbul’daki şehir hayatına alıştırmaya çalıştılar.
UNUTULMAZ
Unutulmayan sahnelere de değinmeden olmaz. Kadir’in kağıttan uçakla yaptığı aşk itirafı hepimizi gülümsetmişti. Gülbeyaz’ın nikah sahnesi ve Kadir’in onu izlemesi de etkileyici sahnelerdendi. Teknede sırayla yapılan kaptanlık, Beyaz Ana ve Demir Demiroğlu’nun atışmaları yine gülsek mi ağlasak mı bilemediğimiz türden sahnelerdendi. Kadir kendine bile zor itiraf edince kendiyle yüzleşmesi ince işlenmiş bir psikoloji ve sorgulamaydı. Yine demir gibi duran Karadeniz kızı Gülbeyaz aşkla tanışınca yelkenleri indirmekten başka çare kalmadı.
USTAYA SAYGI
Gülbeyaz demişken Kazım Koyuncu’yu anmadan geçmek olmaz. İstanbul’da yazılan bir Karadeniz hikayesiydi Gülbeyaz. Kazım Koyuncu o güzel sesiyle can ve kan verdi diziye. Dizi Kazım Koyuncuyla özdeşleşti. Gerek jenerik müzikleri gerek Karadeniz türküleriyle yüreğimizin her teline dokundu şair ceketli çocuk. Keşke gitmeseydin.
HAFTALIK REYTİNG SONUÇLARI
2 gün önceGÜNLÜK REYTİNG SONUÇLARI
2 gün önceCUMA REYTİNG SONUÇLARI
26 gün önceDİZİ
27 gün önceDİZİ
27 gün önce