“Kazdağlarında neler oluyor?” sorusunun cevabını bulabilmek ve Türkiye’nin
altın madenleri ile ilgili resmin büyüğünü görmek için yakın geçmişte Bergama
Ovacık’ta neler olduğunun bilinmesinde fayda vardır.
Dünya altın madeni rezervlerini ellerinde bulunduran gelişmiş ülkeler
Ülkemizdeki altın madenlerini, gerek ticari rekabet ve gerekse ekonomik
sebeplerden dolayı çıkarılmasını istememektedirler.
Bunun içinde gerek kurdukları vakıflar veya Türkiye de güdümlerindeki
dernekler ve ajanları vasıtası ile Türk halkının hassas olduğu çevre, tabiat ve
ağaç sevgisini kullanarak her türlü kirli algı operasyonları ile engellemeye
çalışmışlardır. Şimdiye kadar da başarılı olmuşlardır.
Ülkemizdeki altın madenleri ile ilgili en büyük yanlışımız, bu madenlerin devlet
eliyle işletilmemesi olmuştur. Toprağımızın altında milyar dolarlık altın, gümüş
ve bakır gibi kıymetli maden rezervlerimiz mevcut iken, bunları ekonomiye
kazandırmak yerine basiretsizce dış ülkelerden kredi kullanmış, yıllarca öz
kaynaklarımız ve halkın emeğinin aldığımız borç kredilerin faizinin ödemesi
yapılmıştır. Bir çoğunuza şaşırtıcı gelecektir, Cumhuriyet döneminde 1933 yılında
Ekonomi Bakanlığına bağlı “ Altın Madenlerinin İşletilmesi” kurulmuş olmasına rağmen, her nedense 2001 yılına kadar topraklarımızdan bir
gram altın çıkarılamamıştır. 1985 yılında bu yanlışın üzerine ikinci bir
katmerli yanlış yapılmış, Maden Kanununda yapılan değişiklik ile yabancı
şirketlere topraklarımızdan altın çıkarma imkânı verilmiştir. Bugün Kirazlı
köyünde, yakın geçmişte Bergama Ovacıkta bu yanlışın sıkıntıları yaşanmıştır.
Konu ile ilgili gerekli tedbir alınmaz ve düzeltmeler yapılmaz ise yaşanmaya da
devam edecektir. Çünkü Çanakkale de altı tane ve ülke çapında da yüz civarında
verilmiş altın madeni ruhsatı vardır.
“Yiğit düştüğü yerden kalkarmış” Anadolu’da en son işletilen ve 1914 yılında
kapanan son altın madeni Çanakkale’dedir. Türk halkı toprağındaki altınları
çevre ve insan kıymeti bilmeyen, yabancı firmaların işletmesine izin
vermeyeceğini göstermiştir.
Siyasi partiler de artık bunu konuda yapılmış olan yanlışları görmelidirler.Ruhsat senin zamanında verildi, benim zamanımda verildi diye kısır siyasi
çekişmeler ile seçmene selam vereceklerine, 1985 yılında yabancı şirketlere
verilmiş olan altın arama iznini kaldırmalıdırlar. Ekonomimiz ve milli birlik ve
beraberliğimiz içinde bu konuda kalıcı bir çözüm üretmelidirler.
Elin yabancısı kendi memleketinde altın madenlerini çıkarken, bizim tertemiz
Anadolu toprağındaki altınlarımızı siyanürdü, ağaçtı, keresteydi diye
mundarlanmasına izin verilmemelidir. Bu konuda türkiye’nin kaybedecek
zamanı kalmamıştır.
Çünkü altın konusunda yeni yeni icat çıkarmaya hiç gerek yoktur. Anadolu
altınları devlet eliyle işletilmeye ve hazineye doğrudan gelir kaydedilme geleneğine sahiptir. Onun için atalarımızın yüzyıllarca yaptığı gibi ayni sistem
ile devam edilmelidir.
Kirazlıda yapılan altın karşıtlığı direnişine, yöre halkı HDP’nin işin içinde
olması başta olmak üzere birçok konuda yapılan yanlışları gördüğü için yapılan
eylemi desteklememiştir. Ayni nedenlerle mesafeli durduğum yürüyüşte açılan
bir pankarta aynen katılıyorum.
“ Altıncı filo Ülkemizden defol…”
GÜNLÜK REYTİNG SONUÇLARI
24 gün önceGÜNLÜK REYTİNG SONUÇLARI
28 gün önceÇARŞAMBA REYTİNG SONUÇLARI
29 gün önceGÜNLÜK REYTİNG SONUÇLARI
30 gün önceHAFTALIK REYTİNG SONUÇLARI
22 Kasım 2024