Mükemmeliyetçilik
795 okunma

Mükemmeliyetçilik

ABONE OL
8 Ağustos 2021 21:33
Mükemmeliyetçilik
0

BEĞENDİM

ABONE OL
 

Mükemmel olmak isteyen insanlarda korkmuş oldukları bir durum vardır. Mükemmel olmadığı zaman karşılarına çıkmasından korktukları bi şey…

Bu hayalkırıklığı, başarısızlık gibi duyguları da yaratır aynı zamanda.

Buna neden olan şeyler, anne-baba öğretisi ile gelmiş olabilir. Mükemmeliyetçi olan bireyler korktuğu şeylerin başına gelmesinden çok korkar. Belirsizliğe karşı savaşırlar, daha doğrusu savaşmaya çalışırlar ki bu da hata veya felaketten kaçmayı garanti hissettirir kafalarında.

Bir nevi felaket ve aksiliklere karşı bir savunma mekanizmasıdır. Neden 100 olmadı der bu insanlar 99 aldıkları zaman. 100 olmadan “mükemmel” olmaz, hep bi şeyler eksik olur ve bu da onları hep mutsuz eder.

Kendi mutluluğunu zorlaştırır mükemmeliyetçi insanlar… Tam ulaşmışken topa vurup uzaklaştırıyor gibi huzur ve mutluluğu iterler çoğu zaman.

Bu insanlara en korktukları şey sorulduğunda. “En kötü ne olur?” dendiğinde, cevap onların korktuğu kadar kötü değildir çoğu zaman. Yapabileceklerimizi bilmek, elimizden gelenin en iyisini yapmak ve yapamayacağımız durumları da kabul etmek kendimizi özgürleştirmeyi sağlar.

Mükemmel olamamak eşittir başarısızlık demektir bu tür insanlar için ve başarısızlık da dünyanın sonu gibidir. “Ya hep ya hiç” algısı ile yaşar ve hatalara toleransları azdır. Mükemmel olamadıkça kaygıları ve anksiyeteleri artar. “İyinin düşmanı daha iyidir” onların kafasında ve bu aslında var olacak olan “iyi” yi de bozar, gerçekleşmeden öldürür çoğu zaman.

Yola çıkmadan, yola çıkamaz hale getirir insanı kafasındaki mükemmeliyetçilik.

Bunun çözümü: “Yapabileceğinin en iyisini yaparak, süreçte gelişme ve iyileşmeyi kabul etmektir.”

Bu tür insanlar kendilerini ve çevrelerini

çok yorar. Akışa ve sürece izin vermezler, hep stresli ve huzursuzlardır. Hatayı kabul etmezler. Grup çalışmalarında çok zorlanırlar çünkü kendilerinin onayından geçmeden hiçbir şeyin tam iyi olamayacağını düşünür ve herkesi çok sert eleştir, onların yaptıkları işlere tam güvenip, inanamazlar.

Kendilerine tanımadıkları hakkı, hata payını doğal olarak başkalarına da tanımazlar. Bu yüzden çevreden antipatik ve zor olarak algılanırlar.

Bu isteğin altında ne var peki?

Yetersizlik hissi

Hata yaptıklarında dünyanın başlarına yıkılacağını düşünürler bu da çok eleştirel olmalarına neden olur. En ufak hataları çocukluk zamanlarında büyük eleştirilere maruz bırakılmıştır. İhtiyaçlarından çok, mükemmel olmaları gerektiği aşılanmıştır. Mükemmel olamadıkları an kolayca öfkelenirler çünkü mükemmel olamamak onlardaki “utanç”duygusunu perçinler. Aynı zamanda küçüklükte fazla övgüye maruz kalan insanlarda da mükemmeliyetçilik görülebilir.

İçe dönük ve yardım isteme alanında zayıf kişilerdir genelde ve her şeye kendileri yetmeye çalışırlar. Onlar için yetersiz olmak, yardım istemek ve eksiğini kabul etmek/yüzleşmek çok zor hatta ölüme eş değer bir yenilgi gibidir. Ama kimse her şeyin en iyisini bilemez, yapamaz ve mutlaka başka insanlara muhtaçtır. Bunu kabul etmek ve kendi eksik, yetersiz yönleriyle barışmaları onların iç huzur ve mutluluğunu arttıracak, insan ilişkilerini de geliştirmelerine sağlayacak çok önemli ve gerekli bir yüzleşmedir.

Genelde çocukluklarında aşırı uslu, sessiz ve ebeveynlerini dinleyen kişilerdir. Annelerine ihtiyaçlarını sağlıklı ifade edememiş ve psikolojik desteği sağlıklı ve yeterli alamamışlardır.

Mükemmeliyetçilik öğrenilmiş bir özelliktir.

Hata yapma korkusu, mükemmeliyetçi kişilerin potansiyellerine ulaşmasına en büyük engeldir. Eleştriye çok hassaslardır ve bazı insanlara ufak gibi gelen eleştiriler onlar için işi bırakmaya yetecek kadar rahatsız edici ve motivasyon kırıcıdır. Hassasiyetleri sadece olumsuz değil, olumlu eleştiriye de aynı şekilde hassas ve kırılganlardır. İkisi de onları gerip, huzursuz edebilir.

Ne yapmalı?
Dünya siz olmasanız da dönüyor. Rahatlayın!

“Her şey ve herkes mükemmel olursa ne olur?” diye sorduğumuzda aslında o kadar da güzel olmadığını fark ederiz. Hayat çok sıkıcı olur, çoğu şey benzer olur, değişim ve gelişime ihtiyaç duymayız. Sabitlikte ve doymuşlukta ölür, donar ve aslında biteriz.

Doğadaki hiçbir şey kusursuz ve mükemmel değildir. Bununla barışmak ve sevmek de bizim öğrenmemiz gereken bir derstir.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
  reklam ver


HIZLI YORUM YAP

Tanıtım yazısı paketleri - Su arıtma cihazı - kişisel blog - nakliyat - nakliyat - İstanbul evden eve nakliyat - en iyi evden eve nakliyat