BAŞKAN ERDOĞAN’A DİKKAT…! 

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 

“Şom Ağızlı” olmak toplum içinde istenilen bir karakter yapısı veya uygun görülen bir davranış bicimi değildir.  

Ancak Türkiye gibi jeopolitik öneme haiz, tertemiz şanlı bir tarihi geçmişi ve dik duruşu ile mazlumların ümidi olmuş ecdadın torunlarının olduğu cennet gibi bir ülkede yaşıyor iseniz ve bir de ülkenizi seviyorsanız, emperyalistlerin müesses dünya düzenindeki karmaşık, kirli, girift zulüm çarkındaki ilişkilere/gelişimlere bakarak “ağzınızı hayra açmak” veya “hayra yormak” her zaman mümkün olmuyor/olamıyor. 

ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda olmak üzere on ülkenin Büyükelçileri; ülkemizde tutuklu Kavala’nın derhal serbest bırakılması ile ilgili hakları ve hadleri olmayan militan diplomasi ürünü ortak bir bildiri yayınladılar. 

Diplomatik taammümlere uymayan, bağımsız hiçbir ülkenin kabullenemeyeceği böylesi pespaye bir açıklamaya; milli hassasiyeti, duruşu ve onuru olan herkes büyük tepki gösterdi. 

Ancak bazıları bütün milli ve manevi değerlere sahip çıkmadıkları gibi bu konuda da bizleri yine yanıltmadı. Bağımsız bir ülke olmamıza rağmen ülkemizin içişlerine müdahale olan militan diplomatik hadsizliği ve bağımsız Türk yargısının verdiği kararı yok sayan böylesi hadsiz bir açıklamayı her zamanki gibi görmezden/duymazdan geldiler ki açıklama ile ilgili tek bir kelime ile dahi tepki göstermedikleri gibi bu hadsiz açıklamayı desteklercesine “Salıverin Kavala’yı” diye yapılan açıklamalara şahit olduk ki, bence bu durum sözün bittiği yerdi. 

Büyükelçilerinin yaptığı hadsiz açıklama milli hassasiyetine, onuruna ve gururuna dokunmayan; bağımsız Türk Yargısının verdiği karara rağmen emperyalist ülkeler ile birlikte paralel görüş beyan eden ve Türk Yargısının verdiği mahkeme kararına saygı göstermeyenlerin pervasız davranışları ve sözleri nasıl ülkemizin “hayrına yorumlanabilir” ki? 

Ülkemizde çeşitli suçlardan tutuklu binlerce insan varken, emperyalist ülkeler ve ülkemizdeki bazıları neden koro halinde hep bir ağızdan “Kavala” diye bağırıyorlar? Bu konu üzerinde düşünülmesi ve derin analiz yapılması gerektiğine inanıyorum.   

Ülkemizde bu gelişmeler yaşanır iken Başkan Erdoğan Afrika ziyaretinde idi. Her ne dense Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyaretindeki yorgun görüntüleri rahmetli Turgut Özal’ın Türki Cumhuriyetlerdeki görüntülerini hatırlattı. 

Bilindiği gibi İHA ve SİHA’ların fikir babası ve Erdoğan’ın dünürü Özdemir Bayraktar vefat etti. Başkan Erdoğan’da Afrika’da olduğu için dünürünün cenazesine katılamadı. Belki de dünürünün vefatına ve cenazesinde bulunamaması Başkan Erdoğan’ı üzmüş olduğu için bu hali rahmetli Özal’ın Türki Cumhuriyetlere yaptığı ziyaretteki yorgun halindeki görüntüleri hatırlatmış olabilir. 

Ancak Başkan Erdoğan’ın yoğun çalışma temposu biliniyor. Kendine dinlenmek için zaman ayırmaması nedeni ile de yorgun düştüğü bu yorgunluğunun da her halinden belli olduğu bilinen bir gerçek. 

Usta Gazeteci Ahmet Hakan’ın Başkan Erdoğan ile yaptığı yurtdışı ziyaretinden dönerken kendisinin çok yorulduğunu bir an önce evine gidip dinlenmek istediğini evde TV’yi açtığında Başkan Erdoğan’ın uçaktan iner inmez TV’de canlı yayına çıkmış olduğunu gördüğünü aktardığı yazısı ile Erdoğan’ın yoğun çalışma temposunu açıklayan en güzel örnektir. 

Bu nedenle de Başkan Erdoğan’ın çalışma arkadaşlarına bu konuda çok iş düşmektedir. Ancak siyasi geleceğini Başkan Erdoğan’ın üzerinde parazit gibi idame ettirme ve siyasi rant devşirme gayretindeki kimseler var ki bu da başka bir handikap… 

Son zamanlarda dünya ve ülkemiz de başta Korona ve ekonomik sıkıntılar ile kuraklık olmak üzere kritik bir süreçten geçiyoruz. Bu arada küresel müesses nizam yeniden şekillendiriliyor ki bu küresel nizamda da güçlü Türkiye istenilmediği biliniyor. 

Bu nedenle de felaket tellallarının diğer senaryolar ile birlikte siyasi cinayetlerinde dillendirilmesi birlikte düşünülmesi gerekiyor.    

Belki “Şom Ağızlılık” belki de kuru bir vehim diyeceksiniz ama ülkemizdeki provokasyonlara ve bilhassa Başkan Erdoğan üzerinden kurgulanabilecek her türlü felaket ve kaos senaryosuna karşı her zamankinden çok daha dikkatli olunması ve tedbir alınması gerektiğini düşünüyorum.