Teoman hepimizin uzun yıllardır tanıdığı bir marka hatta bir ekol… Türk müziğinin gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden biri. Eserleri sadece müzik kalitesi değil aynı zamanda söz derinliği ve felsefesi ile de dinleyicilerin ruhuna çok derinden dokunmayı başarıyor.
Teoman’ın çoğu insanın da takip ettiği gibi hızlı ve hovarda bir hayatı oldu. Bir dönem büyük bir depresyona girdi, müziği bırakmaya karar verdi… Artık hiçbir şeyden keyif almıyordu ve çalışmak istemiyordu. Daha sonra içindeki boşluğun baba olunca geçeceğini keşfetti ve daha düzenli bir hayata geçiş yaptı. Şimdi ise röportajda dediğine göre her sabah sporunu yapan, içki içmeyen ve daha sakin yaşayan biri. Çoğu ünlünün bu hayatı ve tükenmişlik sendromunu yaşadığına şahit oluyoruz. Sadece ünlüler değil, kariyerinde başarılı ve hırslı çoğu insan bunu yaşıyor. Belli bir noktada çok özenilen ve harika bir hayata sahip oluyorsun ama sen mutlu olmuyorsun ve her şey anlamsız geliyor. Teoman hayali olan yabancı bir ülkede tüm gün takım elbisesi ile oturup gelen geçen güzel kadınları izlemek isteğini gerçekleştirdikten kısa bir süre sonra bunun boş ve anlamsız bir ideal yaşam şekli olduğunu görmüş. Günde 1 saat yapıldıktan sonra sıkılan bir eylem nasıl tüm hayat aktivitesi olabilir ki…
Röportajda etkilendiğim bir başka tespiti de “2 ucu var bunun. Eğer hiç çalışmazsanız, hiçbir işe yaramadığınızı hissediyorsunuz. Çok yoğun çalışırsanız da, yaptığınız işten tamamen soğuyorsunuz.” demesi… Gerçekten de hem iş, hem hobi hem de insan ilişkilerinde kilit nokta bu. Bir şey çok yoğun olduktan sonra zehir etkisi yaratıyor o nedenle küçük aralar ve yavaş gitmek her zaman bir şeylerin daha sağlıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlıyor.
CUMA REYTİNG SONUÇLARI
10 gün önceDİZİ
10 gün önceDİZİ
10 gün önceDİZİ
10 gün önceDİZİ
10 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.